Translate

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Kurallara Uymasak Ne Olur?

Birkaç gün önce kuzenimle konuşuyordum. Çocukların kurallara uyum sağlaması konusunda sohbet ediyorduk. Oğlu ile birlikte arabayla bir yere giderken, kırmızı ışığın yanmasından önce geçebilip geçemeyeceğini sorduğunda oğlu " zorlasam belki geçerdik ama büyük olasılıkla kırmızıda geçmiş olurduk " diye yorum yapmış ve devam etmiş."  Eskiden olsa geçerdim ama geçen cezayı cepten ödediğim için artık akıllandım " demiş. Çünkü bir önceki kırmızı ışık cezası ihlali cezasını babası ödemeyince, mecburen kendi öğrenci harçlığından ödemiş ve cezanın gerçek tesirini hissetmiş.
Atalarımız ne demiş bilirsiniz " Bir Musibet Bin Nasihatten İyidir. "
Alın bu olayı ihracat çabalarınıza uygun bir şekilde yorumlayın ve bunun senaryosunu yazın. Bilmeniz gereken dış ticaret kurallarını bilmediğinizi veya bilip de ihmal ettiğinizi ve sonunda sizi rahatsız edecek boyutlarda kayıplara uğradığınızı varsayın. O hatayı bir daha tekrar eder misiniz? Sanırım, trafik cezasının dayanılmaz ağırlığını cüzdanında hisseden kuzenimin oğlu gibi, kırmızı ışığın yanacağını anladığınızda frene basacaksınızdır.
Hedef pazarı nasıl seçeceğinizi ve değerlendireceğinizi bilmeden hareket ederseniz, o pazarın size uygun olup olmadığını anlamak size çok pahalıya patlayabilir. Artık kârlar eskisi gibi tatlı değil, rekabet çok keskin, dünyanın her yerinden gelen üreticiler, pazarlamacılar, dünyanın her yerinde şiddetli bir rekabet içindeler. Bilgi eksikliği nedeniyle bir pazarda oluşacak başarısızlığı, "ne olacak canım memleket gördük işte" mantığı ile kapatmak lüksüne sahip değiliz. Bilginin ne olduğunu, nereden nasıl elde edileceğini ve en önemlisi nasıl değerlendirip, nasıl yorumlanacağını bilmeden atılan adımlar, gelen kırmızı ışığın içine araba sürmeye benzeyecektir.
Teklif vermeyi, fiyat vermekten ibaret sanmak saflığının doğuracağı olumsuz sonuçlara katlanmak, bunu yapan birçok firmaya inanın çok zor gelmiştir. Teklifinizin en önemli unsuru fiyattır. Ancak kalite, ödeme, teslim süresi, teslim şekli, taşıma şekli ve süresi, garantiler, gerekiyorsa servis gibi daha da uzatabileceğimiz bir listenin içerisindeki unsurlar teklifimizi bir bütün olarak kabul ettirir. Aklımızda hiç çıkarmamamız gereken bir şey de teklifin diğer unsurlarının, fiyatın önüne geçerek teklifimizin kabul edilmesini sağlayacağıdır. Bu nedenle teklif hazırlamanın ve sunmanın ince noktalarını kaçırmamamız gerekir.
Alıcılarımızla yapacağımız görüşmelerde nasıl davranacağımızı, başka bir deyişle müzakere tekniklerini bilmemiz halinde, görüşmenin bizim lehimize sonuçlandırılması elbette daha kolay olacaktır. Teklifimizi karışık yazılarla dolu olmayan, görsel ve sade anlatımlarla bezenmiş güzel bir sunumla desteklememiz, olası müşterilerimizin ikna edilmesinde ciddi bir rol oynayacaktır.
Kültür farklılıklarının önemini çok önceleri kavrayan batılı ülkelerde, potansiyel pazarlarınızın iş yapma ve sosyal hayat kültürlerine ait kurslar düzenlenmekte. Bununla da iş insanlarının, girmeyi düşündükleri piyasalarda gaf yapmadan, pot kırmadan ve en önemlisi kendilerini daha rahat hissederek iş yapmaları sağlanmaya çalışılmaktadır.
Fuar çalışmalarının önemini, internetin gelmesiyle kaybettiği gibi yanlış bir düşünceye sahip olmadan, fuar öncesi hazırlıkların ve sonrası izleme çalışmalarının nasıl yapılacağını öğrenmek gerek. Fuara gitmeyi, sevilen elemanlara yurt dışı gezisi yaptırmanın dışında düşünerek, fuar esnasında misafirlerle nasıl ilgileneceğimizi, ekibimizden kimlerin bu işe uygun olduğunu düşünmeliyiz. Tercüman tutulacaksa, bizim işimizi ne kadar tanıdığı, işimiz ve dış ticaret hakkındaki bilgisinin ne olduğunun ne kadar önemli olduğunu önce bizim anlayıp sonra da ona anlatmamız gerekmez mi?
Dış ticaretin özellikle de ihracatın, malı yap, gümrüğe ver, nakliyeci götürsün, parayı al diye nitelendirilecek kadar basit olmadığını düşünmek gerek. Pazar araştırması yapmakla başlayıp, satın almadan sevkiyata kadar tüm lojistik hizmetleri düşünüp, teslim ve ödeme şekillerini değerlendirip hareket etmezsek, kırmızı ışıkta geçmek ve ceza yemek çok yüksek bir olasılıktır.
İyi bir dış ticaret uzmanı olmak istiyorsak çoook çalışmamız lazım çoook...

Yeni Pazar Bulma.

Birkaç gün önceki gazetemizde, TOBB'un düzenlediği "Türkiye-Portekiz İş Fırsatları konulu toplantıda, iki ülkenin önde gelen iş adamları ile karşılıklı fikir alışverişinde bulundu" başlıklı bir haber dikkatimi çekmişti.
Oldukça yararlı olduğunu düşündüğümüz ve sürekli yapılmasıyla işletmelerimizin bilgi dağarcıklarına değerli katkıları olacağı kuşkusuz olan bu tür toplantıların haberleri, ara sıra medyada yer alıyor. Ancak bu haberin bizim açımızdan ilginç tarafı, Basilio Horta isimli Portekizli yetkilinin söyledikleri idi. Gazetemizdeki haber "Portekiz'in çalıştığı pazarları çeşitlendirerek, krizin etkilerini en aza indirgediğini ifade eden Horta, ilk çeyrekte Portekiz'in ihracatını 30 milyon Euro artırdığını söyledi" şeklindeydi.
Bu artış miktarının değer olarak pek de önemli olmadığını kabul etmekle beraber, azalma olmadığının vurgulanması ve bunu sağlayan nedenin tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Bu beyanatta, ara sıra sohbetlerimizde yer alan "yumurtaları aynı sepete koymama" ifadesinin, gerçek önemi verilerek uygulanması halinde, dikkat çekici sonuçlara götürebildiğini görüyoruz.
Bugün de bir nebze pazar çeşitlendirmesi yapabilmek için gerekenlere biraz değinmek istiyorum. Öncelikle vurgulamak istediğim konu, yatırım malı ve ara malı (imalatçılara hammadde/parça) ihraç etmeye çalışan işletmelerimizle, tüketim ürünleri satmaya çalışan işletmelerimiz arasındaki ince farklılıklar.
Yatırım malı ve ara malı ihracatçılarının, olası müşterilerinde bakmaları gereken ilk nokta, o işletmenin kurumsal özellikleri. Müşterinin yer aldığı sanayi sektörünün o ülkedeki durumu ve muhtemel gelişme potansiyeli, alıcı işletmenin bulunduğu yer, büyüklüğü, bizden alacağı ürünün kullanım şekli, yıllık satışı, tedarikçilerinden teslimat beklentileri gibi noktalarda toplayacağımız bilgiler, yapacağımız pazarlık için bize hazırlıklı olma imkânı sağlayacaktır. Alıcı firmanın satın alma biriminin de nasıl oluştuğunu ve nasıl çalıştığını öğrenip değerlendirmekte fayda var. Çünkü işletmenin büyüklüğüne göre muhatabınız kullanıcılar, etkileyiciler, karar vericiler ve alıcılar olarak farklı konumlardan, farklı yetkilere sahip kişiler olabilir. Öte yandan satın almacıların bireysel özelliklerini de ihmal etmemeli ve onları tanımaya çalışmalıyız.
Tüketim malı ihraç etmeye çalışan işletmelerimizin de yukarıda belirtilen konuların birçoğuna bakmaları gerekse de, temelde hedef pazarın tüketici özelliklerine inerek bilgi toplamak ve muhatabımız olacak olan ithalatçının bizi yanlış yönlendirerek, pazarlık gücümüzü azaltmasına baştan engel olmaya çalışmak gerekir. Öte yandan ürünümüzün içerik, etiket, depolama, dağıtım gibi süreçlerde nasıl bir tepki alacağını da tahmin etmemiz bizi güçlü kılacaktır.
Unutmayalım ki tüm bu söylediklerimiz, her pazar için ayrı ayrı yapılması gereken işler. Ben bir garip KOBİ'yim bunca işi nasıl yapalım demeyelim. Eğer ihracat yapmak ve yurt dışı piyasalarda kalıcı olmak istiyorsak, gerçeklerden kaçmak işe yaramıyor.
Hedef pazar aramaya başlarken de, önce ihracata hazır olduğunu düşündüğünüz ürünün GTİP (gümrük tarife istatistik pozisyonu) numarasını doğru olarak öğrenerek, satış yapmaya niyetlendiğiniz pazarın ithalat istatistiklerini inceleyiniz. İhracatın kapısını açabilecek tek anahtar var, onun markası da SABIR ve anahtarı çevirmek için çalışmak gerekiyor

Masrafsız Pazar Araştırması Nasıl Yapılır?

Herkes bir iş yaparken onun en iyi sonucu alacak şekilde ancak en masrafsız bir biçimde yapılmasını amaçlar. İster iş insanı olun isterseniz aile bütçesini planlamaya çalışan biri olun endişemiz ortaktır "az masraf çok sonuç."
Hele mali olanakları kısıtlı bir KOBİ yönetici iseniz, yapacağınız masrafları bir önem sırasına koymanız ve bunların arasında bulunan pazar araştırması masraflarını en sona doğru ötelemeniz de oldukça olasıdır.
Öte yandan ihracatı hedefleyen veya ihraç pazarlarını geliştirmeye çalışanların, pazar araştırması masrafları konusunda çok da fazla endişe duymaları gerekmez. En azından başlangıçta yapacakları hedef pazar belirleme, belirlenen hedef pazarların ithalat rakamlarını ve kaynaklarını bulma ve belki de en önemlisi gösterge fiyat analizi konusunda, kendilerine masraf çıkarmadan yapabilecekleri bazı çalışmalar var. Sizlerden alım yapan ithalatçıların pazarlarını "elde var bir" diyerek bir kenara kaldırılabilirsiniz. Ancak önereceğimiz çalışmalardan elde edilecek bilgiler ışığında, yeniden değerlendirmeye alınmaları tavsiye edilir.

Bir ürünün Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon (GTİP) numarasını, o ürünün kimlik numarasına benzetebiliriz. Yapacağımız araştırmalarda istediğimiz bilgilere erişebilmemiz, ürünümüze ait GTİP veya İngilizce HS (Harmonized System) Code dediğimiz numaranın doğru bir şekilde belirlenmesine bağlıdır. Bunun için gümrük müşavirinize danışabileceğiniz gibi, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının www.gumruk.gov.tr internet sayfasında ticaret erbabı sekmesinin ardından önce tarife sonra da tarife cetveli sekmelerini tıklayarak gireceğiniz sayfada önce bölüm başlıklarını, sonra da bölüm başlıklarının altında yer alan Excel sayfalarını inceleyerek de bulabilirsiniz.

Ürününüzün GTİP/HS numaralarını bulduktan sonra, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Ticaret Merkezi'nin (www.intracen.org) sitesine girip ITC FOR EXPORTERS bölümünü tıklayarak gireceğiniz sayfanın sağ alt bölümünde göreceğiniz ITC Tools altındaki Trade Map bölümünü açarak, araştırmanıza başlayabilirsiniz. İsterseniz doğrucawww.trademap.org sitesine girerek, GTİP numarası ile hangi ülke bu üründen ne miktarda ve ne tutarda ithalat yapmış onu bulabiliriz. www.trademap.org sitesine girdiğinizde, pazar arayacaksanız ithalat veya rakiplerinizi görmek isterseniz ihracat seçeneğini tıklayacaksınız. Alttaki kutucuklara önce ürününüzün GTİP numarasının ilk 6 hanesini yazacaksınız. Çünkü bu tür siteler hep ilk 6 hane üzerinden çalışmaktadır. Çalışmalarınızın ilerleyen safhalarında, şansınız varsa 12 haneye kadar giden GTİP bilgilerini bulabilirsiniz. Ülke kutusuna " Turkey " yazarak, "Partner" kutusuna da araştırmak istediğiniz ülkenin adını yazacaksınız. Eğer rakip ülkelerin bilgilerine ulaşmak istiyorsanız, ülke kutusuna o ülkenin adını ve partner kutusuna da alıcı ülkenin adını yazacaksınız.
Örnek olarak ihracat seçeneğinde, Türkiye'nin dış ticaret partneri olarak Rusya Federasyonunu yazarsak, açılan sayfada GTİP'sini yazdığımız ürünün Türkiye'den Rusya'ya ihracatını, Rusya'nın bu ürüne ait küresel ithalat rakamlarını ve Türkiye'nin bu ürünü dünyaya ne kadar ihraç ettiğini görebilirsiniz. Yine aynı sayfanın üst sıralarındaki " Country " ve " Partner " kutucuklarını " All " seçeneğini tıklayarak değiştirirseniz, ürününüzün küresel ticaret rakamlarını görebilirsiniz.
Bu şekilde kendimize hedef pazar olarak seçebileceğimiz ülkeleri belirleyebiliriz. Yine bu sitenin bilgilerini kullanarak, hangi ülkenin bu üründen ne kadar ve ne tutarda ihracat yapmış bulabilir ve böylece, bizlere rakip olabilecek ülkeleri belirleyebiliriz.
Bu sitede verilen bilgiler arasında, son beş yıla ait ithalat ve ihracat rakamlarını da bulabiliriz. Yine bu sayfadaki " Other Criteria " seçenekleri ile yıllık, üç aylık, miktar veya ABD Doları temelinde ve daha birçok farklı kıstasa göre bilgi alabilirsiniz.
Bunları inceleyerek, hedef pazar olarak seçtiğimiz ülkelerin ithalatlarındaki ve rakip ülkelerin ihracatlarındaki değişmeleri değerlendirebiliriz. İthalatı sürekli azalan bir pazarın cazip olamayacağı açıktır. İhracatı yüksek olan veya sürekli artış gösteren ülkelerin uygulamalarını mercek altına alıp rekabet gücünün altında yatanları bulmaya ve ona göre tedbir almaya çalışabiliriz.
Diğer masa başı Pazar araştırma seçeneklerini de başka bir yazımızda inceleyeceğiz.